Ana içeriğe atla

Kayıtlar

SİYASİ İDEOLOJİLER

SİYASİ İDEOLOJİLER Hiç kimse dünyayı olduğu gibi görmez. Hepimiz dünyaya teorilerin, varsayımların ve ön kabullerin perdesinin gerisinden bakarız. Bu anlamda gözlemleme ve yorumlama, ayrılmaz biçimde birbirine bağlıdır: dünyaya baktığımızda, aynı zamanda ona bir anlam da yükleriz. Bunun siyaset bilimi çalışması bakımından önemli sonuçları vardır. Özellikle siyasi araştırmaya başlarken beraberimizde getirdiğimiz ön kabullerimizin ve faraziyelerimizin açığa çıkarılması gereğini vurgular. En derin boyutuyla bu ön kabullerin kökleri, genellikle “siyasi ideolojiler” olarak kavramsallaştırılan daha geniş siyasi inançlarda veya geleneklerdedir. Bu izmler her biri (liberalizm, sosyalizm, muhafazakârlık, feminizm, faşizm vd.) ayrı bir entelektüel çerçeve veya değerler dizisi oluşturur ve her biri bizlere kendi siyasi gerçeklik anlayışını, kendi dünya görüşünü sunar. Bununla beraber, hem ideolojinin doğası, hem de iyi veya kötü, siyasi hayattaki rolü hakkında derin bir uzlaşmazlık söz konu...
En son yayınlar

SİYASET NEDİR?

SİYASET NEDİR? Siyaset ilgi çeker, çünkü insanlar birbirleriyle uyuşmazlık halindedirler. Kim neyi almalıdır? İktidar ve kaynaklar nasıl dağıtılmalıdır? Toplum işbirliği esasına mı yeterli olmalı mıdır, yoksa çatışma esasına mı? Aynı zamanda insanlar, bu gibi problemlerin nasıl çözüme kavuşturulacağı konusunda da hemfikir değildirler. Kolektif hükümler nasıl alınmalıdır? Söz kimde olmalıdır? Her bir kişinin ne kadar tesiri olmalıdır? Aristoteles’e göre, insanların kendi hayatlarını düzeltmek ve iyi toplumu yaratmak için giriştikleri çalışma olarak siyaseti “en üstün bilim” yapan budur. Siyaset, her şeyden önce sosyal bir çalışmadır; o daima bir diyalogdur, asla bir monolog değildir. Robinson Crusoe gibi yalnız insanlar basit bir ekonomi geliştirebilirler, bir sanat ortaya çıkarabilirler ama siyaset yapamazlar. Siyaset ancak bir başka insanın gelişiyle ortaya çıkar. Ne var ki, siyasetin özünde yatan uyuşmazlık, aynı zamanda onun doğası ve nasıl incelenmesi gerektiği konularında da...

TÜRKİYE'DE İŞSİZLİĞİN NEDENLERİ

TÜRKİYE'DE İŞSİZLİĞİN NEDENLERİ İşsizlik, ülkelerin sosyo-ekonomik durumlarına göre farklılık gösterse de birçok ülkenin mühim sorunlarından bir tanesini oluşturmaktadır. Bu sorunun tahfif edilmesi hatta mümkünse bertaraf ettirilmesi, en büyük hedeflerden bir tanesidir. Çünkü birçok problemin referansı ve destekleyicisi, işsizliktir. Ölçümlü tariflere göre işsizlik, genel olarak piyasadaki karşılık seviyesinde çalışma istek ve gücünde olup iş arandığı halde iş bulunamaması durumu olarak kabul edilmektedir. Herhangi bir kişinin işsiz sayılabilmesi için bir işte çalışmıyor olması, iş arıyor olması ve cari ücret düzeyinde kendisine bir iş teklif edildiğinde bu teklifi kabul edecek olması gerekir. İş gücü sayısının oranıyla ekonomideki işsiz sayısı ile işsizlik oranı elde edilmektedir. İş gücü piyasalarının mühim göstergelerinden biri olan istihdam, dar çerçevede, çaba faktörünün inşa sürecine eklenmesi iken geniş çerçevede, tüm inşa faktörlerinin inşa sürecine katılması anlamı...
TÜRKİYE ENERJİ POLİTİKALARI          Ülkelerin toplumsal gelişimlerinin sürükleyici ögelerinin en başında enerji harcaması gelmektedir. Enerji, günlük hayatımızın ve üretimimizin en önemli girdilerden birisidir. Bu nedenle, ülkenin ve enerji sektörünün yönetimini üstlenenler toplumun ve ekonominin gereksinim duyduğu enerjiyi yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevre ile uyumlu bir şekilde sunmak yükümlülüğündedirler. Ayrıca, ülkenin enerji arz güvenliği açısından da bu kaynakları çeşitlendirmek zorundadırlar. Enerji, stratejik özelliği olan bir olgudur. Ülkemizde enerji konusu ve politikaları incelendiğinde, genelde enerjinin isteğinin birinci öncelikli olarak gündeme gelmektedir. Hızlı bir evolüsyon ilerlemesinin içinde bulunan ülkemizde uzun dönemli ve kararlı enerji politikalarında eksiklikler görülmektedir. İktidardaki hükümetlere bağlı olarak değişen enerji politikaları, dünyadaki gelişmeleri ve uzun dönemli politikaları ...