Birinci Dünya
Savaşı insanlık için çok büyük bir felakettir. Milyonlarca insanın ölümüne ve
yaralanmasına sebep olmuştur. Sınırlar değişmiş ve birçok insan göç etmek
zorunda kalmıştır. 1915 olaylarının en sarsıntılı sonuçlarından biri Türk Ermeni
sorunudur ve halen iki devlet arasında bu sorun devam etmektedir.
19. yüzyılın
yarısından başlayarak Çarlık Rusya’sı, Osmanlı İmparatorluğunu zayıflatmayı ve bölmeyi
amaçlamıştır. Ermenilerin ayrılıkçı faaliyetlerine ve isyanlarına destek vermiştir.
Bu destek, çoğunluğu Osmanlı Müslümanlarının oluşturduğu bölgelerdeki
milliyetçi Ermeni grupları daha fazla kökleşme ve silahlanma yönünde
isteklendirmiştir. Sonuçta, önemli sayıdaki silahlı Ermeni gruplar etnik açıdan
bağdaşık bir Ermeni yurdu yaratabilmek için işgalci Rus ordusunun saflarına
katılmışlardır.
Tüm bu
durumlara karşılık olarak, Osmanlı Hükümeti 1915 yılında savaş bölgesinde ve ya
yakınında ikameti olan Ermeni halkının, Rus ordusunun bitirme ve temas
hatlarından uzaklaştırılarak, İmparatorluğun güney vilayetlerine göç edilmesi
talimatını vermiştir. Savaş alanından uzakta yaşayan, ancak düşmanla işbirliği
yaptığı bilgisi alınan ve ya bundan şüphelenilen bazı Ermeniler de zorunlu
tehcire tabi tutulmuştur.
Osmanlı
Hükümeti tehcir edilenlerin bakımı, korunması ve beslenmeleri yönünde planlama
yapmasına rağmen, Ermenilerin çoğu büyük acılar içinde yaşamışlardır. İç
çatışmalardan kaynaklanan savaş koşulları daha da zorlaşmıştır. İntikam almak
isteyen yerel gruplar, saldırganlık, açlık, salgın hastalıklar ve çöküş durumundaki
bir devlette yaşanan genel hukuksuzluk durumu trajedi yaşanmasına yol açmıştır.
Ermeni halkına karşı suç işleyen bazı Osmanlı devlet görevlilerinin de
bulunduğu bilinmektedir. Bununla birlikte, tarihi belgeler Osmanlı Hükümetinin
söz konusu olayların yaşanmaması için uğraştığı, aksine, bu suçları işleyenleri
cezalandırdıklarını ispatlamaktadır. Hükümetin tehcirin düzenli ve güvenli bir
şekilde uygulanması yönündeki talimatına uymayan devlet görevlileri mahkemede yargılanmışlar
ve suçlu bulunanlar Birinci Dünya Savaşının bitişinden çok önce Hükümet
tarafından idama mecbur edilmişlerdir.
İki halk
arasındaki bağlantılar, 1915 olayı ile Türk ve Ermeni orduları arasında
1918-1920 döneminde yaşanan savaşlara rağmen 1960’lara kadar önemli bir sorunla
karşılaşmadan devam etmiştir. Ancak, Soğuk Savaş devimleri Ermeni halkına acı
hatıraları ile kederlerini sömürmüştür. Bu durum bazı milliyetçi Ermeni
grupların kökleşmesini körüklemiş ve Türk karşıtı şiddet hareketlerine neden
olmuştur. 1975’den itibaren 20’den fazla Türk diplomatı ve aile mensubu Ermeni
militanların terör saldırılarına kurban olmuşlardır.
Yorumlar
Yorum Gönder